Teheccüt namazına kalkmak için ne yapmalı?

Teheccüt namazına kalkmak için ne yapmalı?

Efendimiz'in, "Ümmetime zor gelmeyeceğini bilseydim, onlara teheccüdü mecburi kılardım." diye buyurduğu eşsiz davete icabet etmekte neden zorlanıyoruz? Geç vakitlere kadar süren misafirliklerden ya da televizyon izlemekten yorgun mu düşüyoruz? Rahmet kapılarının sonuna kadar açık olduğu saatlerde dünyevi bahanelerimize yenik düşmemek için neler yapmalıyız?

Teheccüt, maddî-manevî sayısız sıkıntıları, arzuları ve emelleri bulunan insanoğluna sunulan eşsiz bir hazine. Kulun, Rabb'ine derdini döktüğü, yardım istediği çok özel dakikalar. Tahmin edildiğinden çok daha derin manaları olduğu şüphesiz. Peki, bu eşsiz davete neden icabet etmiyoruz? Çok mu yoğunuz, çok mu yorgunuz? Geç vakitlere kadar süren misafirliklerden, dizi ve tartışma programları izlemekten ya da internette nasıl geçtiğini anlayamadığımız dakikalardan sonra yorgun düşüp bu nurlu zaman diliminden nasiplenemiyoruz ne yazık ki.

Oysa teheccüt, farz namazlardan sonra en kıymetli nafile namaz. İsra Sûresi'nde Resullullah'a (sas) hitaben, "Sana mahsus fazladan bir ibadet olarak teheccüt namazını kıl. Umulur ki Rabb'in seni övülmüş bir makam olan en büyük şefaat makamına çıkarır." ayetiyle Kur'an-ı Kerim'de geçen tek nafile namaz.

Uyuduktan sonra uyanmak manasına gelen teheccüt, imsak vaktine kadar kılınan namazın adı. Sıcak yatağından ayrılarak secdeye varanlara da 'müteheccit' deniliyor. Uykudan uyanıp namaz kılmak, müekked (Efendimiz'in devamlı olarak işleyip nadiren terk ettiği, farz ve vacib olmayan amelleri) sünnetlerin başında yer alıyor. Ancak tüm bunlara rağmen yorgunluk ve uykusuzluk bahanelerine sığınıyoruz. Resûl-i Ekrem (sas) bu halimizi şöyle anlatıyor: "Biriniz uyuduğu zaman şeytan onun ense köküne üç düğüm atar. Her bir düğümü attığı yere, 'Gecen uzun olsun, yat uyu.' diye eliyle vurur. Şayet o kimse uyanarak Allah'ı anarsa, düğümlerden biri çözülür. Abdest alırsa bir düğüm daha çözülür. Bir de namaz kılarsa şeytanın attığı bütün düğümler çözülür ve böylece huzurlu bir şekilde sabahlar. Allah'ı anmaz, abdest alıp namaz kılmazsa uyuşuk ve tembel bir şekilde sabahlar."

Peki, bugün kaç yuva gecenin en makbul vaktinde bu misafiri kabul edebiliyor? Kaç aile, Efendimiz'in izinden gidip gecesini Rabb'iyle geçirmeye niyetleniyor? Ne yazık ki ağır geliyor uykumuzu bölmek. Rahmet kapılarının sonuna kadar açık olduğunu, affedileceğimizi, duaların kabul olacağını bildiğimiz halde yenik düşüyoruz dünyevi işlerimize.

Teheccüde nasıl başlamalı?

'Sabah Namazına Nasıl Kalkılır?' kitabıyla tanıdığımız ilahiyatçı yazar Cemil Tokpınar'a göre, beş vakit namaz gibi kesin farz olan ibadet bile bugün büyük bir ihmale uğruyor. Bu yüzden nafile namazlardan önce farz namazları tavizsiz bir şekilde uygulamak gerekiyor. Ancak beş vakit namazını kılanlardan müsait olanların da teheccüde sarılmaları oldukça önemli. Namaz kılanların yüzde 70'inin sabah namazına bile kalkamadığı bir ülkede teheccüde kalkmak kolay değil hiç şüphesiz. Çünkü her şey, geç yatmaya ve geç kalkmaya göre ayarlanmış. Buna rağmen şartlara teslim olmamak, şartları teslim almak gerekiyor. Eğer teheccüdün sonsuz feyiz ve bereketinden faydalanmak isterseniz şu hususlara dikkat edilmeli:

-Teheccüde kalkacağınız zaman mümkün olduğunca erken yatmaya gayret edin. Normalden bir saat önce yatmanız size kalkmada kolaylık kazandırır.

-Eğer öğleden biraz önce başlayıp ikindi öncesine kadar devam eden vakitte kaylûle denen uykuyu alışkanlık haline getirebilirseniz gece uyanmanız daha kolay olur. Çünkü yarım saatlik öğle uykusu iki saatlik gece uykusuna bedeldir.

-İlk günlerde iki veya dört rekâtla başlayın. Alıştıkça artırabilirsiniz.

- Eğer aile fertleri veya arkadaş grubundan birkaç kişiyle birlikte başlarsanız, teşvik, dua ve uyarma imkânı olacağından daha iyi olur. Mesela, bu hususta sözleşen dört kişilik bir arkadaş grubundan her gün bir kişi uyarma görevini üstlenebilir. Her ne kadar saat veya telefon alarmıyla kendi başınıza uyanabilirseniz de, arkadaşınızın sizi uyarması daha etkileyici olur.

-Uykusuzluk, yorgunluk, hastalık, yolculuk, zaman darlığı gibi durumlarda, eğer teheccüdün tehlikeye gireceğini tahmin etmişseniz, yatmadan önce veya imsaktan biraz önce kılıp arkasından sabah namazını kılabilirsiniz. Böylece âdet haline getirdiğiniz bir ibadeti terk etmemiş olursunuz.

-Teheccüde kalkmak, sabah namazını asla engellememeli. Ne kadar faziletli olsa da hiçbir sünnet, farzın yerini tutamaz.

Uyumadan teheccüt namazı kılınır mı?

Teheccüt namazının, bir müddet uyuduktan sonra kılınması daha uygun. Ancak yorgunluk sebebiyle gece kalkamayacağından endişe eden kişinin uyumadan (gecenin üçte ikisi geçtikten sonra) kılması da mümkün. Peygamberimiz'in (sas) teheccüdü ne kadar kıldığı konusunda farklı rivayetler bulunsa da, en kuvvetlisi sekiz rekât kıldığı şeklinde. Ancak iki, dört, altı rekât da kılınabilir. Eğer gece teheccüt namazına kalkılacaksa vitir namazını geciktirip teheccüdün ardından gecenin son namazı olarak kılmak daha faziletli. Resûl-i Ekrem (sas), "Gecenin sonunda kılınan iki rekât namaz, dünyadan ve dünyadakilerden hayırlıdır. Ümmetime zor gelmeyeceğini bilseydim, onlara teheccüdü mecburi kılardım." buyuruyor. Öyleyse, "Allah'a en sevimli olan amel, az da olsa devamlı olandır." hadis-i şerifini esas alırsak, zor şartlarda bile bunu uygulamak gerekiyor.

Teheccüde kalkınca okunacak dua

İbn-i Abbas'tan rivayet olunduğuna göre Efendimiz, teheccüt için kalktığında şöyle dua ederlerdi: "Hamd olsun sana ya Rab! Sen bütün semaları, arzı ve onlardakileri ayakta tutansın. Hamd Sana mahsustur ey Rabb'im! Sen semalarda, arzda ve onlarda ne varsa hepsinin nurusun. Hamd Sana mahsustur ey Rabb'im! Sen semaların, arzın ve onlardakilerin malikisin. Ve Sana yine hamd olsun ki, Sen Hak'sın. Senin va'din de hak, Sana kavuşmak da hak, sözün de hak, cennet de hak, ateş de hak, nebiler de hak, Muhammed (sas) hak, kıyamet saati de hak. Sana teslim oldum ey Rabb'im! Sana iman ettim, Sana tevekkül ettim ve Sana yöneldim, inanmayanlara karşı, Sana dayanarak mücadele ettim ve neticede ancak Seni hakem olarak kabul ettim, benim evvelki yaptıklarımı da, sonradan yapacaklarımı da, gizli yaptıklarımı da açık yaptıklarımı da mağfiret et. Öne alan da Sensin, geriye bırakan da Sensin. Senden başka ilâh yoktur. Kuvvet ve kudret ancak Allah'a dayanmakladır."

"Kim dua eder ki duasını kabul edeyim"

Gece rahmet, mağfiret, feyiz ve bereketin coştuğu bir zaman dilimi. Bir hadiste şöyle buyrulmuş: "Gecenin son üçte biri kaldığında Rabb'imiz dünya semasına inerek buyurur ki: Bana kim dua eder ki, duasını kabul edeyim. Benden kim istekte bulunur ki, dileğini vereyim. Benden kim mağfiret diler ki, onu bağışlayayım." İşte teheccüde kalkmak, Rabb'imizin bu sorularına karşı, "Ya Rabbi, ben dua ediyorum. Ben istekte bulunuyorum. Ben mağfiret istiyorum." diyebilmektir. Bu hadisten anlıyoruz ki, teheccüt namazı kılarak kim ne isterse Rabb'imiz onu verecektir. Dünya ve ahiret saadeti için tüm isteklerimizi sıralayabilir ve inşallah onlara kavuşabiliriz. Bütün bu hazineler için yapacağımız tek şey, 'istemek'tir.

Peygamber Efendimiz (sas), "Kim geceleyin uyanır ve eşini de uyandırarak beraberce iki rekât namaz kılarlarsa, Allah'ı çok zikreden erkek ve kadınlardan yazılırlar." buyuruyor. Böyle davrananlar neticede Allah'ın mağfiret ve mükâfatına nail olur. Kur'an-ı Kerim'de, "Allah'ı zikreden erkek ve kadınlar, işte Allah onlar için bağış ve büyük mükâfat hazırlamıştır." buyuruluyor.
Top