Stres kaynaklı uykusuzluğa akupunktur iğneli çözüm

Stres kaynaklı uykusuzluğa akupunktur iğneli çözüm

Akupunktur vücuttaki mutluluk hormonlarının artmasını sağlayarak, rahatlatıyor ve uykuya geçişi kolaylaştırıyor. Uyku sorunlarının tedavisinde akupunkturun yanı sıra, yoga ve hipnoz gibi alternatif yöntemlerden de yararlanılıyor

* Uyku bozukluğu hipnozla tedavi edilebilir mi?
Hipnozla tedavi edilebilir. Psikologlar ya da psikoterapistler bu yöntemi uyku sorunlarını çözmek amacıyla zaman zaman kullanıyorlar. Psikiyatristler genellikle medikal (ilaçla) tedaviyi tercih ederken, psikologların alanı terapi olduğu için, terapinin bir dalı olan hipnoz bu sorunların tedavisinde kullanılıyor.

* Uyku sorunları akupunkturla çözülür mü?
Stres nedeniyle oluşan uykusuzluğun tedavisinde, akupunkturun antistres hormonlarını artırmasından yararlanıyoruz. Bunlardan en sık kullanılanı endorfin hormonudur. Halk arasında mutluluk hormonları olarak adlandırılan bu hormonların, aynı zamanda vücutta ağrı kesici etkileri de vardır. Vücudun sakinleşmesini sağlarlar. Kulak, baş ve yüz bölgesinde bulunan akupunktur noktalarından yararlanarak, bu hormonların daha fazla salgılanmasını sağlıyoruz. Böylece stres nedeniyle uykusuzluk çeken insanlara, akupunkturun büyük etkisi oluyor. Stres nedeniyle uykusuzluk, genellikle geç saatlerde uykuya dalma şeklinde görülüyor. Uyku saati en az iki-üç saat ileriye kayıyor. Ayrıca, bazı baş ağrıları kafa derisi arterlerinin genişlemeye uğramasından kaynaklanır. Bu da uykusuzluk için önemli bir nedendir. Akupunkturla, genişlemeye neden olan serotonin maddesini azaltarak, bu ağrının ortadan kalkmasına, dolayısıyla rahat uyumaya yardımcı oluyoruz.

* Stres nedeniyle uyuyamayan bir insan akupunkturla nasıl bu sorunundan kurtulur?
Akupunktur tedavisi, haftada iki kez olmak üzere, 20 dakika süren, sekiz ya da 10 seanslık bir uygulamadır. Kişi hem strese bağlı baş ağrılarından, hem de bu nedenle oluşan uykusuzluk probleminden kurtulabilir. Bu amaçla yapılan akupunktur için saçların arasında ve alın bölgesinde bulunan yerleri tercih ediyoruz.

* Çocuklara da akupunktur yapılabilir mi?
Çocuklarda ve hamilelerde kullanılabilecek en güvenli yöntemlerden biri de akupunkturdur. Özellikle hamilelik döneminde ilaç almak mümkün olmadığı için, yoğun uykusuzluk çeken kişilerde, psikoterapi ile kombine ederek akupunkturu uygulayabiliyoruz.

* Uykusuzluğa karşı hangi yiyecekler öneriliyor?
Uykuya geçmemiz için vücudumuzun sedasyon yani sakinlik içinde bulunması gereklidir. Bu da normalde vücudumuzda otonom sinir sistemi sayesinde düzenlenir. Sabah uyandığımızda aktivasyonda olduğumuz için sempatik sinir sistemi aktiftir. Ancak gün batımı ile birlikte parasempatik sistem vücudumuzu etkilemeye başlar. Bu da gün içinde olduğumuzdan daha durağan bir hale geçmemizi sağlar. Uykuya daha iyi geçiş yapmamız için bazı yiyecek ve içeceklerle vücudumuza destek olabiliriz. Uyku sorunu olan kişilere akşam ılık duş öneririz. Hafif yemek yemek her zaman yararlıdır. Televizyon izlemek vücudu aktive ettiği için, bunu önermeyiz. Televizyon izlemeyi, uykuya geçmeden bir saat önce kesmek gerekir. Uykuya dalmadan bir saat önce, beş-altı kaşık yoğurt yemek ya da içilecek bir fincan ılık süt son derece yararlı olabilir.

* Bitki çaylarının etkisi var mı?
Melisa bitkisinin uyku üzerinde büyük etkisi vardır. Kahve ve çay uyarıcı etki yapar. Akşam yemeğinden sonra hazmetmek için içilen çay ve kahve, uyku düzenimiz üzerinde olumsuz etki yapar. Çay ve kahveyi, en son beş çayı olarak akşam üzeri içmekte fayda vardır. Akşam yemeklerinden sonra vücudu sakinleştiren; rezene, ıhlamur gibi bitki çayları da yararlıdır.

* Alternatif tedavi yöntemleri arasında, uykusuzluk için tıbbi olarak kullanılan neler var?
Akupunktur artık alternatif tıp olarak kabul edilmiyor. Bizim kullanmadığımız, ancak dünyada bazı merkezlerde kullanılan biyoenerji var. Yoga çok kullanılıyor. Vücudun iç dinginliğini sağlamak için uygulanan yoga, pek çok kişi tarafından tercih ediliyor.

* Biyoritim nedir? Biyoritmi nasıl yönlendiririz?
Her gün aynı saatte uyuyup, sabah aynı saatte uyanmaya vücudun bir süre sonra alışıp, hep aynı ritimde davranmasıdır. Biyoritmimizi sık sık değiştirmeye çalışmamız uykusuzluk yaratabilir. Çok seyahat etmek gibi, sabahları farklı saatlerde uyanmak gibi sorunlar biyoritmimizi bozar. Biyoritmimiz her gece saat 11.00'de yatıp, sabahları 07.00'da kalkmaya göre programlandıysa, bir gece çok geç yattığımızda, bunu sabah geç kalkarak tamamlamak yanlış bir harekettir. Yine o sabah 07.00'de uyanıp, bu açığı bir sonraki akşam yine herzamanki saatte yatarak tamamlayabiliriz.
Stres
Top